Sayfa 62
"Andrey Yefimıç her şeyi anlamıştı. Tek kelime etmeden..."
Bu kısım hakkında yorumlarım:
Farklılıklarımız benliğimizin birer parçasıdır, en önemli olan farklı yapımız fiziksel değil düşünseldir, zira fiziksel olarak hemen hemen herkes iki kulağı, iki gözü, bir ağzı vardır, ancak düşünce olarak bizi biz yapan şeyler kişiden kişiye farklıdır ve bir sınırı yoktur.
Düşünsel farklılıklarda benzerlik görülebilir, bu yaşanılan toplumun genel bir yansımasıdır. Tabiki toplumdan ayrı düşünceler de vardır ama genel olarak o düşünceler de kalıplaşmış ve farklı kaynaklardan beslenilen yansımaları barındırır.
Düşüncelerimizin sınırını bizler istemeden belirleriz, bunlar da insanın beslendiği kaynağın birer yansımasından oluşur. Etik ve ahlaki tüm düşüncelerimiz de temel olarak bu şekildedir.
Genellikle hep birer örnek arar ve bu örneklere göre düşünce yapılarımızı değiştirebiliriz. İnsanın neyi yapıp yapamayacağına kendimizden çok o zamana kadar gördüğümüz, duyduğumuz, edindiğimiz genel geçer bilgiler karar verir.
Peki ya herhangi bir kaynağın olmadığı bir yaşam nasıl olurdu? Öyle ki bir insan doğumundan itibaren yalnız olsa ve herhangi bir insan ve insan yapımı bir şey görmese ne yapar? Dini inançların birçoğunda ilk insanların hayvanları taklit ettiği örneklere ve ilk insanların yaratıcılarından belirli bilgileri öğrendiği öne sürülür.
Bu durum oldukça karmaşıktır, birçok tanımın içi, kişiden kişiye veya toplumdan topluma genişletilmiş veya boşaltılmıştır. Bir bilim insanı tek bir düşünce yapısında kalıp bir konuda en fazla ne kadar iyi bir sonuç elde edebilir? İnsanın ahlaki olarak çevresel faktörlere bakıp bir tutum sergilemesi, bir bilimcinin bir konuya tek açıdan bakmasıyla eşdeğerdir, tek kelimeyle ahmaklıktır.
Bu çıkarımlarım da dahil olmak üzere tek bir çıkarımı incelemek ve ona göre düşünce oluşturmak da aynı şekilde bir ahmaklıktır. Ben bu çıkarımlarımı kendim için oluşturabilmek adına bu yaşıma kadar gördüğüm, yaşadığım, öğrendiğim her şey bu yazdıklarıma etki etmiştir. Peki ben değil de bir başkası bunu okuyunca ne yapmalı, düşüncelerini yeniden mi oluşturmalı, belki evet belki hayır, ancak belli olan bir şey varsa düşünceleri kendine ait olmalı, ortak bir düşünce yapısında olsak bile bu düşünce yapısının temelini oluşturan bu yazıysa, bu düşünce için dünyaya yeni adım atan bir insan gibidir. Bu da henüz kendi düşüncesi olmadığı anlamına gelir. Belki bu yazımdan birkaç yıl sonra bende aynı düşünce yapısını devam ettirmeyebilirim.
Peki ya düşünce ve bilinç kavramları böyle karmaşık bir yapıyken insanlara nasıl bir bakış açısıyla bakarız, yani bir insanın deli olduğuna veya aklı yerinde olduğunu kişiden kişiye farklı kavramlarda bakabiliriz; örneğin İvan Dmitriç veya Andrey Yefimıç diğer kişilerin gözünde birer akıl hastası, okuyucaların çoğunluğu için yazar bakış açısıyla aklı yerinde olduğu düşünülüyor. Aslında bu çoğunluk ifadesi de tamemen benim yorumum. Peki hâl böyleyken toplum olarak, yani birlikte olarak bir konuya bakış açımızı nasıl aynı düşünce yapısıyla benzer olmasını sağlarız, aslında düşünce yapıları değişse bile bakış açısı aynı olabilir. Bu bakışı ise toplumun her ferdi bir araya gelip oluşturmaz, toplumun üst kesimi olarak da diyebileceğimiz bürokratlar ve mal sahipleri gibi küçük bir kesim işaret edilebilir, belki bu yanlış olur, aslında toplumun her bir ferdinin ortak bakışını yine toplumun her bir ferdi belirler, ancak bu olurken her bir ferdin düşündüğünü düşünmemek gerekir, düşünceyi aşılayan belli başlı kaynaklar bu yapıyı oluşturur, eskiden gelen gelenekler, görülen şeyler, dini inançlar gibi birçok etken karmaşık hatta kapkarmaşık bir yapıda birbirine ilmek ilmek bağlı bir yapıdır.
Düşünen kişi olmak en ızdıraplı kişi olmaktır.
Bir diğer kısımda
Andrey 67. sayfada kendisinin sadece o an için çektiği acıyı, diğerlerini. yıllarca çektiğini anladı ve dehşete düştü. Ertesi gün ise felç geçirerek fiziken öldü. Andrey sadece ve sadece bir gün hayatta kaldı, sadece bir gün yaşadı. Öncesinde sadece kendini düşünen bir bencillikten kurtuldu ve nefes almaya başladı. İşte bu yüzden hayatı bir günlüğüne yaşadı.